İnsan aslında anne karnından çıkar çıkmaz başlar pazarlamaya. Ağlayışından, gülüşünden, duruşundan, bakışlarına herşeyine kadar bir pazarlama... Bunun sonucu değil midir insana verilen isim. Yani marka... Hayata dair birçok şeyde pazarlamanın yansımalarını görüyoruz. Tabi ki bu blogda daha çok iş dünyası pazarlamasını işleyeceğim. :) Fakat zaman zaman hayata dair yazılara da rastlayacaksınız. Hadi hayırlı pazarlamalar... :)
Reklam pazarlamanın en etkili silahı... Günümüz rekabet koşullarında bütün markalar reklama ihtiyaç duyduğu için artık salt reklam yapmak da kurtarmıyor. Firmalar üründen daha çok reklamlarda daha kıyasıya rekabet etmeye başladılar. Bu noktada yaratıcı reklamları gerçekleştirebilen firmalar ciddi rakamlar harcıyorlar ama geri dönüş olarak harcadıkları rakamı misliyle çıkarmakla kalmayıp pazar paylarını artırma imkanı yakalıyorlar. Öyle etkili bir hale geliyor ki, aile meclislerinde bile sohbet konusu haline geliyor bu reklamlar. Sonuç olarak "reklamın atom bombası etkisi" diye adlandırdığım patlama ortaya çıkıyor.
Rekabetin tüketiciye geri dönüşünün tüketicinin yüzünü güldürdüğü gibi yine reklamdaki rekabet de tüketiciye yarıyor. Ortaya çıkan görüntüler izleyiciye keyifli seyirler sunuyor.
İki reklam da Honda'ya ait. Birinci reklamdaki sesler müzik aletleri kullanılmadan tamamen koro üyeleri tarafından gerçekleştiriliyor. Honda Civic'in bu reklamı inanılmaz ilgi görünce satışlarda patlama yaşanmış ve yeni Civic'in Türkiye'ye gelişi 5 ay ertelenmiş.
İkinci reklam bilgisayar efekti kullanılmadan 606 kez tekrarlanarak 3 ayda çekilmiş ve 6 milyon $'a malolmuş.
Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölümü ve Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Pazarlama ve Üretim Yönetimi Yüksek Lisans Bölümü mezunuyum. Eğitimimin, iş hayatının ve gözlemlerimin bana kazandırdıklarını bu blogda paylaşıyorum...